Eren, diyabetle nasıl mücadele edileceğini anlattı. Obezitenin arttığı ve fiziksel aktivitenin kısıtlı olarak yapıldığı modern yaşamın ömür boyu tıbbi takip ve tedaviye ihtiyaç duyulan bir hastalık olan diyabet ya da halk arasında bilinen adıyla şeker hastalığını arttırdığını belirtti.
Prof. Eren, Diyabet hastalığının önlenebilmesi için kiloyla mücadele edilmeli ve fiziksel aktivitenin arttırılması teşvik edilmelidir diyerek fiziksel aktivitenin önemine dikkat çekti.
Prof. Eren, diyabete ilişkin yaptığı açıklamada, Diyabetin erken tanısı da diyabetle ilgili oluşabilecek bir takım istenmeyen olumsuz etkilerin önlenebilmesi için önemlidir.
Bu olumsuz durumlar böbrek yetmezliği, görme kaybı, kalp damar hastalıkları, inme, ayak yaraları ve cinsel problemler şeklinde sıralanabilir. Bu nedenle halkımız diyabet ile ilişkili olabilecek bir takım belirti ve bulgular açısından bilgilenmeli ve bunların varlığı durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdırlar ifadelerini kullandı.
Peki diyabetin belirtileri neler? Prof. Eren, diyabetin belirtilerini de açıklayarak, bu belirtilerin görülmesi halinde kişinin bir sağlık kuruluşuna başvurmasını istedi.
İşte diyabetin belirtileri;
Kilo kaybı Halsizlik
Çok su içme
Sık idrara çıkma
Gece idrara çıkma
Ağız kuruluğu
İştahsızlık veya bazen de çok yemek yeme
Ayaklarda yanma, karıncalanma hissi
Diyabet teşhisi konulan kişinin hekim gözetiminde sürekli takip edilerek tedavi olması gerektiğini belirten Prof. Eren, yaptığı açıklamanın devamında şunları söyledi: Diyabet tanısı konulan kişilerin ise diyabet uzmanı bir doktor tarafından ömür boyu belirli aralıklarla takip edilerek tedavisinin en iyi şekilde yapılması gerekmektedir.
Diyabet tedavisinin en önemli kısmı hastaya eğitim verilmesi, hastanın ideal kiloya gelmesinin sağlanması, diyet ve egzersizdir. Gerektiği zaman diyabet uzmanı uygun ilaç tedavisi başlamakta, ayrıca oluşabilecek muhtemel olumsuz etkiler açısından da hastayı takip etmektedir. Diyabet tedavisi bir ekip ile yapılmalıdır. Bu ekibin önemli parçaları başta diyabet uzmanı bir doktor olmak üzere, diyetisyen ve diyabet hemşiresidir.
Diyabet hemşiresi hastanın kan şekeri yüksekliği ve düşüklüğünü nasıl algılayacağı ve bu durumlarda ne yapacağı, ilaçlarını nasıl kullanacağı, diyabete bağlı hangi sorunların ortaya çıkabileceği, bu sorunlar ortaya çıktığında hastanın bunu nasıl anlayacağı ve böyle bir durumda ne yapacağı konusunda hastayı eğitir.
Ayrıca diyabetik yaraların oluşmaması için ayak bakımının ve tırnak kesiminin nasıl yapılacağı, nasıl bir ayakkabı tercih etmesi gerektiği ve kendi kendine ayak muayenesini nasıl yapılacağı hususunda da hastaya gerekli eğitimleri verir. Unutmayalım ki, diyabet erken tanı, iyi bir tedavi ve hastanın eğitimi ile zararlarının en aza indirilebileceği bir hastalıktır. Genel toplumun ve diyabet hastalarının bu konuda bilinçlendirilmesi diyabet ile mücadelede en önemli basamaktır.
Harran Üniversitesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.Tevfik Sabuncu da diyabetle ilgili yaptığı açıklamada, diyabetin, kan şekerini düzenleyen insülin hormonunun üretilememesi veya hücrelerdeki etkinliğinin azalmasına bağlı olarak ortaya çıkan ve artmış kan şekeri düzeyleri ile tespit edilen kronik bir hastalık olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Sabuncu, Diyabetin farkında olalım, geleceğimizi kurtaralım. Diyabet (şeker hastalığı) bir hastalık değil bir yaşam tarzıdır. Daha sağlıklı bir gelecek için, kendini diyabetten koru. Diyabetle sağlıklı bir yaşam için erken tanı ve iyi bir tedavi önemlidir.
Günde 30 dakika yürüyüş ve kilo kontrolü ile diyabeti önle. Hareketsizlikten kurtul, yaşam tarzını değiştir, diyabetten korun. Üç beyazdan (un, şeker ve tuz) ve yağdan uzak durup sağlıklı beslen, düzenli egzersiz yap diyabetten korun.
14 Kasım Dünya Diyabet Gününde tüm hastalara acil şifalar diliyor, herkesi diyabetten korunmak adına sağlıklı beslenmeye ve düzenli egzersiz yapmaya davet ediyoruz şeklinde konuştu.
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.