Yurtta sulh, cihanda sulh'u gerçekleştirmeniz için, en son TBMM yi ve bu millettin temsilcileri olan vekilleri bombaladınız ....
Bu mu! sizin önceden takdisiniz olan " Yurt'ta Sulh, Cihanda sulh" dediğiniz, Barış....
Size kim inanır? ey! karanlık güç, isimleriniz her ne kadar değişik formüllerle yazılıyor ve okunuyorsa da benim gözlüklerim sizi farklı görmüyor, bana yabancı değilsiniz, Yurt içinde; Dersim, Menemen, Kahramanmaraş, Malatya, Uludere, Hatay, Suruç, Diyarbakır, Van ve Elazığ'da, idam sehpalarını kurduran, bombayı fitilleyen yada tetiklere dokunan ellerle coğrafyamızın farklı bölgeleri olan Irakta, Afganistan'da, Libya'da, Suriyede ve Yemen'deki kan ve barut kokulu katliamları gerçekleştiren kirli ve gizli eller farklı değil aynı parmak izleridir...
Sizin kanlı yüzünüzü kamufle eden, domuz yağlı terli, kirli şapkalarınız ve Şarap-pipo karışım kokulu çantalarınızın içinde saklı beyaz, yeşil, renkli sarık bezleri ve siyah çarşaftan cüppelerinizi, ferasetle gören ve tanıyabilen liderler kadrosu ve bilinçlenmiş ordulaşmış bir millet var.
Kimileri sizi;
Şeytanullah,
PYD,
PKK,
İŞİD, diye okur, kim sizi nasıl biliyorsa bilsin, ne okursa okusun, biz sizi farklı okuyor ve tanıyoruz..
Siz dinleri ve vicdanları sömüren modern haçlı, Emperyalist güçsünüz, Siz Sayın Erdoğan'ın şahsını hedefleyerek, Mazlum milletlerin umudu, son kalesi Anadoluyu ve uzantısı olan yeşil hilal topraklarının servetine olan talebinizdir, her on yılda, Türk silahlı kuvvetlerimizi kullanarak eyalet valileriniz olan cunta komuta konseylerinizle, bu memleketin demokrasi idaresine kan bulaştırdınız, 27 Mayis, 12 Mart, 12 Eylül, darbeleriyle bu menfur taleblerinizi, bu aziz milletin gözlerine baka baka, silah mermi veya cellatlarınızın ipleriyle kanunsuz infazlarla milleti sindirdiniz, ağabalarınızın istek ve arzularını gerçekleştirdiniz.
Bu kanunsuz işlemlerinizle de yeni kanunlarla kendinizi ölünceye kadar korunmaya aldınız, yargılanmadınız. Son teşebbüsünüz olan aynı plaktan cızırtılı ses "Yurtta sulh Cihanda Sulh" sloganının arkasındaki gizemli amacınız, 15 Temmuzun direnişinin zaferiyle fedekâr milletimizin temsilcileri olan iktidar ve muhalefet partileri tarafından "Red" edilmiştir.
Bu tür antidemokratik girişimler ilk dafa suç olarak nitelendirilerek TBMM nin zabıtlarına yazılı olarak geçmiştir. Biz Millet olarak nice farklı isimli ve lakin bilinen tanınan Firavun, Şeddat, ve Nemrutların çilelilerinden geçmişiz ve bu sınavlara girişte
"YA İSTİKLAL YÂ ÖLÜM" demişiz.
İslâm coğrafyasındaki ezilmişlerin zulme karşı tahammülsüzlüğü yeni Kıyamlara, ummul ma'ariklere (savaşların anası) gebedir, Emperyalist güce karşı mücadele çok farklı olacaktır, Vietnam'dan yediği tokattan ibret alamayan global güce hatırlatma babından bir anekdot; Uzakdoğudaki milletlerin süper güç denilen ordulara karşı halkın direniş savunma sahalarında parolaları; kamışlardan yapılan borozan ıslıklarıydı, bizde vakitsiz bir anda minarelerden müezzinlerin nidaları olan selâ'lardir.
15 Temmuz zülme ve antidemokratik askeri cuntaya, kanunsuzluğa karşı milletin bu direnişinin zafere dönüşmesi manevî seda ve ilahi küdretin tezahürüdür. Rabbim bu milleti bir daha bu tür sınavlarla sınamasın inşaAllah.
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.