-----Eski Roma imparatorluğunun yeni varisleri olan, AB, ABD ve İngiltere, Musul kentinin demografik yapısının değişim tasarısını daha bitirmeden, İslam coğrafyasının gündemi Harran Arap deyimiyle bir "warta" çözümsüzlükler dizisi ile aniden giriftleşti, Türkiye basın ve medyası iç sorunlarla meşgul iken, İslam aleminin ilk kıblesi olan Küdsiş-Şerifte, Cuma namazına kapatılarak Mescid-i Aksa'da cemaatsiz okunan ezanlar da yasaklandı, Oysaki Osmanlı döneminde; buralarda Hz Musa kutlamaları Müslüman yöneticiler tarafından düzenlenerek coşkuyla kutlanıyordu, bu gün ise Müslümanların camilerine elektronik cihazlı kilitlerle kontrol sağlanma kararı alınıyordu, , Siyonizmin adaleti bunu mu gerektiriyordu ? Hani ya? adalet evrenseldi, bu adalet anlayışına dünya neden seyirci kalıyordu?....
----Diğer taraftan Irakın anayasasında yerini alan ve Kuzey Irakta coğrafik olarak zaten var olan, ama dönemin İngiliz yönetimi tarafından geçici olarak buzdolabında dondurularak bekletilen bağımsız Kürdistan devletinin ilan edilme konusu gündeme bomba etkili, kan kokulu, bir sarsıntı ile coğrafyamızı etkiliyordu. ---
--- Ortadoğu ve İslam coğrafyasında bu üç olay domino etkisi yaratırken, özellikle kurdistan'nın bağımsızlık istemi, Yugoslavyadaki Tito ve Biyediç sonrası benzeri, Ulus devletlerin parçalanması ile sonuçlanacağı ve etkisinin çok yıkıcı olacağıdır, başta İran, Suudi Arabistan, Suriye, Libya, Pakistan, Türk cumhuriyetleri dahil batı Afrikaya kadar etkisinin olabileceğini hatta; Avrupa ispanyasını "Bask" etkisiyle de bölebileceğini, korkuyla okuyarak, dinleyerek "Almeyadin TV" de izliyorum , bir ara Kuzey ırak kurt federe devleti, Selahaddin Üniversitesi siyaset bilimi hocalarından, Akademisyen, Üstat Abdulhakim Xusrev'in katılımı ile konu daha derinleşti, Üstat konuyu, batı kültürünün kendisine kazandırdığı perspektiften irdeliyor, biraz tedirgin olmama rağmen, inancımın ve imanımın gereği, kendi kendimi teselli ettim, hoca hele uyu "gün doğmadan neler doğar" dedim ve programı ve sayın hocanın düşüncelerini bilinç altına alarak, Şanlıurfanın desise ve entrikalı yuhalanma hadiselerine odaklandım, sonuçta ben aslen "Hilali ahdar-Mezopotamya" kökenli Ruhalıyım, herkesin kapalı açık, bir muhasebesi varsa, Rabbul alemin olan Kudret sahibi Allahın da bu konularda hesabı da vardır, bu konu asla unutulmamalıdır..
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.