Urfa medeniyetler şehri ama bir türlü medeniyeti tam olarak yaşayamıyoruz.
Her şeyimiz gösterişten ibaret. Gücümüzün yetmediği en lüks evde oturur, kredi çeker araba alır, abartılı altın takar ve marka giyiniriz. Maalesef ki her işimizde desinler uygulamaya gayret ederiz. Bakarsın kızımızı memur iyi aile çocuğu ister vermeyiz illaki babası falanca olsun zengin olsun ama oğlu babası olmasa evi geçindirebilir mi ailesine sahip çıkabilir mi onun önemi yok desinler diye evlendirirsin..
Derler diye de bir ömür o evliliği sürdürmeye mecbur bırakırsın. Dini duygularımız kabarırsa da desinler diye evliliğin hazını yaşarız. Oysaki ALLAH ın emri bu değil ki.
Hani yiğidi yiğide ver rızkını veren Allahtır diyordunuz. Tek bahanemiz desinler. Hatırlıyorum da benim dedemin 4 kızı varmış 1 tanesini yeğenine 3 tanesini de akrabası olan yetim fakir kişilere vermiş. Dedemin durumu iyiymiş ama kendi yetimliği fakirliği yaşamış babası askerlik 7 yıl yapılan zamanda gitmiş bir daha da dönememiş şehit olmuştu..
4 kardeşiyle çok zor şartlarda evlenmiş, Allah yardımcısı olmuştu.
Derlere gelince özgürlük yok kılık kıyafetini hareketini iyice düşünüp uygula. Yoksa millet ne der. Acılarına bile laf ederler.. Sanki uygulayıcıları onlarmış gibi. 26 yaşındayken kardeşim trafik kazası sonucu öldü. Acısı tarifsiz Rabbim kimseye vermesin.
Sen gidene mi yanarsın kalanlara göre mi yaşarsın tam bir muamma. Hatta derler diye bütün gardırobumu değiştirdim köyü renk abartısız kıyafetler aldım millet ne der kardeşi ölmüş umurunda mı derler. Halbuki acım içimi yakıyor giydiğim benim umurumda mı onu kimse bilmez. Ama onu da derler.
Zamanla ben bunu azda olsa yenmeye çalıştım. 5 yıl önce Perihan ŞEKER hocam sonrasında Remzi KARA hocam ve şimdikilerin deyimiyle bana yaşam koçluğu, bizim bildiğimiz büyüğümüzün nasihatleriyle bana çok güven aşılayan Mehmet ÇEÇEN hocama çok teşekkür ediyorum.
Onların sayesinde bu girdaptan kurtulmaya çalıştım. Eşimin vefatından sonra çocuklarımın ve hocalarımın desteğiyle resim kursuna gittim. Çeşitli sosyal aktivitelere katıldım. ilk defa bir partiye üye olup başkanlık yaptım. Cemiyete üye oldum ve sohbet gruplarına gidiyorum. Naçizane bu yazıları yazıyorum. Artık desinler ve derler hayatımda çok olmasa da yine de derler korkusu azda olsa var.
Keşke hiç olmasaydı . Geçmişten gelen ve yaşadığımız şehrin kuralları gibi benimsenmiş hoşumuza gitmese de Urfa'da desinler ve derler'e göre bir yaşam hala yaşanır. Üzücü olanda o. Gösteriş ve özenti desinler diye yapar derler diye korkarız.