Milletimizin sesinin her zamankinden daha gür bir şekilde yankılandığı 15 Temmuz Demokrasi Zaferinden sonra her alanda bir dirilişi yaşayan ülkemizde feyiz ve bereketlerle gelen Ramazan ayını sevdiklerimizle, yani hemşehrilerimizle aynı gönül sofrasında idrak etmenin huzur ve mutluluğu içindeyiz.
Birbirimizi sevmekten başka ücret istemeyen bir Peygamberin ümmeti olarak Allahın bizi birbirimize bağladığı bağları kuvvetlendirmek için bayramlar en güzel vesiledir. Oysa Ramazan demeden, bayram demeden içeride ve dışarıda yüce devletimizin itibarını hedef alan; şaibelerle, fitnelerle millî iradeyi gölgelemeye çalışan karanlık oyunlar devam etmektedir. Bu tür sonu hüsran olan ihanet çabalarını; aziz milletimiz tarih boyunca basireti, feraseti ve sağduyusu ile akamete uğratmıştır.
Kudretli iradesini tecelli ettiren milletimizin teveccühü ancak sadakat çizgisinden ayrılmayanlaradır. Bu hususta İlahi emirle Hz. İbrahimin ateşinin serin ve selamet olduğu Şanlıurfamız, Nemrutların kötülük ateşinin söndüğü, kendisine sığınan kardeşlerine de huzur ve güven veren bir şehirdir. Ramazan ayı ile birlikte taçlanan millî ve manevi değerlerimizle kardeşlik, dayanışma ve infak gibi insanî hasletler Şanlıurfada en güzel şekliyle ifadesini bulmuştur. Kendisine göç edenleri sevip koruyan Şanlıurfa; Ensar ruhunun hâlen yaşadığının önemli bir kanıtıdır.
Bugün sınırlarımızın ötesinde ve Ortadoğuda; Haram Aylarına rağmen, on bir ayın sultanı Ramazana rağmen masum canlara yaşatılan vahşetler karşısında Asımın nesli olarak Mehmet Akifle aynı feryadı ediyoruz:
Hayalimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu.
Selahaddin-i Eyyubi'lerin, Fatih'lerin yurdu..
Bu üzücü tablo karşısında; ecdadın yönetim mirasının neşvünema bulduğu ve millî iradenin hâkimiyeti ile her zamankinden daha güçlü olan Türkiyemiz; birleştirici ve yapıcı bir rol üstlenerek mazlumların ümidi olurken değerli Şanlıurfalı halkımız da mazlumlara bütün samimiyetiyle kucak açmıştır.
Adı İnsan olan surede iyileri, yetime seve seve yedirir şeklinde tarif eden Kuran-ı Kerimde; yetime, yolda kalmışa, yoksullara iyilik yapmak emredildiği hâlde savaş, afet, yoksulluk ve hastalıklar nedeniyle korumasız kalan insanların çoğunun İslam coğrafyası üzerinde bulunması ne büyük bir acıdır! Özümüze dönmeli, kendimize gelmeli; şahsi menfaatler üzerine değil, ahirete uzanan bir vizyonla gündemimizi belirlerken, cennet vatanımızı 15 Temmuzda darbecilere karşı koruduğumuz gibi bundan sonra da millî birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz.
Bizi biz yapan millî ve manevi değerlerimize bağlı kaldığımız oranda varız ve aziz vatanımızda birliğimize, dirliğimize kast edenlere; kaos ortamı oluşturmak için her fırsatta tetikte bekleyenlere karşı uyanık olmalıyız. Bu bakımdan bayramlar, birlik ve beraberliğimizin değerini en iyi anladığımız günlerdir.
Bayramda dost, akraba ve komşularımızı ziyaret etmek; kimsesiz çocuklarımızın ve yaşlılarımızın yüzlerini güldürmek, bizi güçlü kılan millî ve manevi değerlerimizin taçlandığı Ramazan Bayramının manasına uygun olacaktır.
Şanlıurfalı hemşehrilerimizin huzur ve güven içinde bir bayram yaşaması için güzel şehrimizde bütün tedbirler alınmıştır. Bayramda görev yapacak tüm güvenlik görevlilerine, zabıta, itfaiye ve sağlık personeli ile tüm çalışanlara görevlerinde başarılar diliyor; bayramlarını tebrik ediyorum.
Gönüllerin sevgiyle birbirine yaklaştığı; küslüklerin, kırgınlıkların olmadığı bir bayram ümidiyle Şanlıurfalı hemşerilerimin ve tüm İslâm âleminin Ramazan Bayramını kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.