Şanlıurfa Valiliği mesajında “Gazilik, şehitlikle birlikte “iki güzellikten biri olarak” aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir. Bastığımız yerlerin “toprak”tan “vatan” hâline dönüşmesinde yüce milletimiz derin bir maneviyatla “ezelden beridir” canını ortaya koymuştur. Bu hususta vatanseverliğin ve kahramanlığın yaşayan nadide abideleri olarak gazilerimizi rol model edinmiştir.

Vatan her karış toprağı şehit kanıyla sulanmış baba ocağımızdır. Varlığına göz dikenlere çiğnetilmeyecek, toprak diye basılıp geçilmeyecek ve binlerce kefensiz şehitten miras kalmış, uğruna ölünecek ve dünyalara değişilmeyecek cennetimizdir. Dalgalandığı yerde korku ve kederin barınamadığı şanlı bayrağımızın gölgesinde herkese yer vardır. Ancak vatanımıza, millî birlik ve beraberliğimize kast eden hain ve karanlık niyetler, her zaman zeval olmaya mahkûmdur. İstiklal Mücadelemizde kundaktaki yavrularımıza süngü dayayan düşmanların sonu nasıl olduysa, 35 yıldır vatan evlatlarımızı hedef alan eli kanlı terörün sonu da aynı olacaktır. Dün Çanakkale’yi nasıl geçilmez kıldıysak kahraman ecdadımızın torunları olarak 15 Temmuz’da da millî iradeyi çiğnemeye yeltenenlere geçit vermedik. Millî iradenin kalbi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bombalar yağdıran hainlerin “hayasızca akını karşısında” gövdesini siper eden milletimiz; -şükürler olsun ki- İstiklal Marşı’mızda da ifadesini bulduğu gibi “belki yarın, belki yarından da yakın” denebilecek bir sürede Hakk’ın vadettiği zafere nail olmuştur. Bir insanı öldürenin bütün insanlığı öldürmüş sayıldığı bir dine inanan milletinin Hakk’a tapan kalbine kurşun sıkarak her türlü maneviyatı, bütün bir insanlığı ve insani değerleri hedef alan şer odaklarına karşı; milletimiz tarihe şeref ve şanla kaydedilen dik ve onurlu bir duruş sergilemiş, “ya şehit ya gazi” olmuştur.

Tarihin bir kez daha tekerrür ettiğini dost düşman herkes görecek; bin yıldır sevgiyle yeşerttiğimiz vatanımızın her bir karışı; -adı ne olursa olsun, sayısı ne kadar olursa olsun- terörün tek bir zerresi dahi kalmayacak şekilde temizlenecektir.

Şehit olunca ölmeyen, ebedî bir dirilikle Yaradan’ın huzurunda bulunan kahraman vatan evlatlarımızın kutsal emaneti olan cennet vatanımızı korumak için cansiperane çalışmaya, bu uğurda “ya şehit ya gazi” olmaya ant içiyoruz.

Bugün gazilerimizin bu önemli günlerine ortak olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanının verildiği gün olan 19 Eylül, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ‘Gaziler Günü’ olarak kabul edilmiştir. Bu gün, kahraman gazilerimize vefa duygularımızı ifade etmek için önemli bir fırsattır.

Bu duygularla temeli millî iradeye dayanan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, onunla gönül birliği eden silah arkadaşlarını, bastığımız yerleri “vatan” yapan aziz şehitlerimizi ve 15 Temmuz’da II. Kurtuluş Destanı’mızı yazan şehit ve gazilerimizi sonsuz minnetle yâd ediyoruz” dedi.