HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Şeyhmus Tanrıkulu, TBMMde halkın değerlerine bu kadar açık bir şekilde düşmanlık yapılması kabul edilemez dedi. HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Şeyhmus Tanrıkulu,, TBMMde İslama hakaret eden Oya Ersoya tepki gösterdi, Bu düşünce özgürlüğü değildir. Bu tamamen küresel İslam düşmanlarının yerli işbirlikçileridir.
Şu an bunlara dokunulmuyor ve yargı önüne çıkarılmıyor. Ancak herkes işlediği suçun hesabını Adelet önünde vermelidir ve hesabı sorulmalıdır. Aziz dinimizi alaya alan, hakaret eden, küçümseyen bu zihniyeti ve kişileri lanetliyorum.
Müslüman bir ülkede ve Regaip Kandilinin idrak edildiği bir gecede TBMMde halkın değerlerine bu kadar açık bir şekilde düşmanlık yapılması kabul edilemez. Orada bulunan diğer milletvekillerinin de suskun kalmalarını anlayabilmiş değiliz.
Bundan önce de CHP Genel Başkan Yardımcılarından biri de Aziz İslam Dinimize hakaret edip dil uzatmıştı. Ancak kamuoyunda yeterince kadar tepki gösterilmedi ve yine yargı önüne çıkarılmadı.
Halkın inancına hakaret etmek mevcut yasalara göre suçtur, fakat yargı mekanizması işletilmedi. Sanat kisvesi altında insanlığın atası, ilk peygamber Hazreti Âdem ve Hazreti Havva anamıza hakaret edilmişti. Burada da herhangi bir soruşturma açılmadı.
Ne yazık ki İslami kesimler, İslami camialar da yeterince güçlü bir tepki göstermediler. Toplumun inanç ve değerlerine dil uzatanlar hakkettikleri tepkiyi görüp cezalandırılmış olsaydı bu hadsizliğin önü alınabilirdi. CHP ve HDPnin bilinçaltındaki İslam düşmanlığının zaman zaman tezahür ettiğini görüyoruz. Hepsi bir bütün olarak bu şekildedir demiyoruz,
ama bunların içerisinde çok ciddi bir şekilde İslama karşı kin besleyen ve fırsat buldukça da hakaret eden bir güruh var. Ülkede hukuk var ise halkın inancına bu hakareti yapanlar yargı önüne çıkarılmalıdır. Cumhurbaşkanına veya muhalefet partilerinin başkanlarına hakaret edildiğinde kişi aynı gün hemen gözaltına alınıp yargı önüne çıkarılabiliyor ve tutuklanabiliyor. Ama halkın inancına, peygamberine, dinine hakaret edildiğinde yargı önüne çıkarılmıyor.
Düşünce ve ifade özgürlüğü olarak kabul ediliyor. Toplumun inancına hakaret özgürlükler kapsamında değerlendirilemez. Dinimize ve değerlerimize sahip çıkmamız lazımdır.
Bir millet; diniyle, inancıyla, kültürüyle ayaktadır. Bunlar kalkıp bizim dinimizi, inancımızı, geleneğimizi, kültürümüzü değiştirmeye çalışıyorlar. Türk Kemalistleri gibi Kürt Kemalistleri de inancımızdan bizi koparmaya çalışıyor. Halkın artık bunu görmesi gerekiyor. dedi.