Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İslam ülkelerinin güçlenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Eğer biz İslam ülkeleri olarak, iktisadi, sanayi, teknoloji yönünden gelişemezsek, manevi değerlerimizin üstünlüğü pek de bir mana ifade etmez, çünkü kimse bize itibar etmez. Cihat, elbette bu tip zorluklar karşısında çaba göstermektir. Özellikle okullarda siyasette şu anda rol alan arkadaşlar, üzerilerine alarak çalışma yapmak mecburiyetindeler." ifadelerini kullandı.
"İslam Birliği'nin sadece adı var"Karamollaoğlu, İslam ülkelerinin bir araya gelerek daha etkili bir güce sahip olmayı planlaması gerektiğini vurgulayarak, birlik ve beraberlik olmazsa dışarıdan gelen etkilere direnilemeyeceğini söyledi.
Önce fikri yönden, inanç yönünden birlik olunacağını sonra da ekonomik, sanayi ve teknolojik birliklerin de gelmesi gerektiğini anlatan Karamollaoğlu, "Şu anda İslam Birliği'nin sadece adı var, kendisi yok. Çünkü kendisinin olması etkili olması manasına gelir. Bu kadar büyük bir teşkilat ayağa kalkamayınca Erbakan Hoca, bir yeni oluşuma adım attı. O da maalesef ölü doğdu. Birtakım çalışmalar yapılıyor ama maalesef bizi güçlendirmiyor. Etkili olmayan bir kuruluşun olmasıyla olmaması arasında fark yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
27. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi düzenlendi.
Karamollaoğlu, İslam ülkelerinde katliamlar olduğunu, İslam aleminin politika geliştirmek, çözüm bulmak mecburiyetinde bulunduğunu vurguladı.
Batı'nın İslam dünyasını birbirine vurdurduğunu anlatan Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir araya geldiğimiz zaman ne kadar ulvi değerlere sahip olduğumuzu yarışırcasına dillendiriyoruz. Tamam da sonra, eski tas eski hamam, hiçbir şey değişmiyor. Biz değiştirmekle mükellefiz. Dışımızda meydana gelen değişikliklere karşı yerine göre tavır almakla mükellefiz, yeni politikalar üretmek mecburiyetindeyiz. Biz dünyevileşmeyiz. Dünyevileşmek demek, dünyaya esir düşmek demek, kalbimizi ona kaptırmak demek ama biz kendimizi dünyadan tecrit edemeyiz. Namaz da zikir de oruç da zekat da güzel sonra, biz bunları bir ibadet aşkıyla yaparız ama ondan sonra bizim üzerimize başka mükellefiyetler geliyor. En başta da cihat. Cihat, Hakk'ı hakim kılmak için yapılan mücadeledir ve bütündür. Ekonomik mücadele de bir cihattır yeri geldiği zaman. Teknolojide yapılan mücadele de bir cihattır. Haksızlığı ortadan kaldırmak için yapılan bir mücadele de cihattır. Bunları yapmakla da mükellefiz ama İslam alemi son yıllarda kısırlaştırılıyor. Artık bir araya gelmekten bile endişe ediyoruz."
yeniakit.com.tr